İngiliz anne, intihar ettiği söylenen kızının eşyalarını 3 yıl sonra teslim aldı
2020 yılında AYVANSARAY’daki evinde başına silah dayayarak yaşamına son verdiği iddiasıyla dosyası kapatılan 26 yaşındaki İngiliz vatandaşı Ayşe Rhiannon Vural’ın annesi Tracie Brookes, kızının bazı eşyalarını 3’e teslim etti. yıllar sonra. Kızının intihar ettiğine inanmadığını ve cevap bekleyen birçok soru olduğunu belirten Brookes, gözyaşı dökerek, “Ayşe hayatı sevdi, İstanbul’u sevdi. Ondan geriye kalanlar bunlar.”
Olay, 11 Eylül 2020 günü saat 16.26 sıralarında bir kadının başına silah dayadığının Fatih Asayiş Büro Amirliği’ne bildirilmesiyle ortaya çıktı. Olay yerine giden polis, Ayşe Rhiannon Vural’ın cesedini yatak odasında sırtüstü yatarken, kucağında oyuncak tavşan ve sağ yanında silahla buldu. Bitişikteki kurşun sonucu öldüğü belirlenen Ayşe’nin ayağında “Ararat öyle…” ile başlayan ve “Elveda” ile biten intihar notu da bulundu. Başka bir kağıt parçasında ise şöyle bir not bulundu: “Her şey kız kardeşime bırakılabilir ve ne yapılacağına annem karar verebilir.” Notlardaki el yazısı ile kira sözleşmesindeki yazı ve imza karşılaştırıldığında Ayşe’nin el yazısıyla eşleştiği belirlendi. Ayrıca Ayşe’nin sağ elinin dışında da barut kalıntısı bulundu. Telefon ve bilgisayarlarında yapılan bilirkişi incelemesinde herhangi bir bulguya rastlanmadı. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayşe Rhiannon Vural’ın olaydan 1,5 yıl sonra ölümün intihar nedeniyle gerçekleştiğine dair somut delil elde edilemediği ve intihar ettiğini öne sürdüğü gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. başka bir kişinin rehberliği veya yardımı.
ANNESİ, KIZININ naaşını almak için duruşmaya katıldı
Kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla 2023 yılının Mayıs ayında İstanbul’a gelen anne Tracie Brookes, kızının çocukluğundan beri yanında taşıdığı ve merhum bulunduğunda göğsünde bulunan oyuncak tavşanın da bulunduğu eşyalarını almak istedi. . Brookes bunun ancak tereke davasından sonra olabileceğini öğrenince duruşma için 7 Eylül 2023’te tekrar İstanbul’a geldi. İstanbul 13. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya katılan Brookes, tercüman eşliğinde verdiği ifadede, uzun süredir kızının bıraktığı eşyalarını geri almak istediğini belirterek, kızına ait tüm eşyaların geri alınmasını talep etti. İngiltere’den iki büyük valizle gelen kız ona verilecek. Hakim, adı geçen emanette saklanan eşyaların anneye teslim edilmesine karar verdi. Karar üzerine Brookes isimli vakıftan alınan iki çanta dolusu eşyayı teslim aldı. Çantada “Tişört, parfüm, anahtar, 1 dolar, bebek ultrason görüntüsü, adres ve üzerinde Ararat yazılı not defteri, dizüstü bilgisayar, 3 telefon, çizim kağıtları” bulunduğu öğrenildi.
ESKİ ERKEK ARKADAŞI BALAT ÇETESİ sanığı olarak ortaya çıktı
Savcının dosyasındaki belgelerde Brookes’a herhangi bir soruşturma açılmasına yol açmayan şaşırtıcı bir detay ortaya çıktı. Ayşe Rhiannon Vural’ın eski sevgilisinin, kamuoyunda Balat çetesi olarak bilinen suç örgütünün yöneticilerinden Ararat Özer olduğu ortaya çıktı. Ayşe Rhiannon Vural, Ararat Özer’in ölümünden bir gün önce kendisini dövdüğü gerekçesiyle şikayetçi oldu. Ayşe, ifadesinde, eski erkek arkadaşı Ararat Özer ile 8 ay önce 10 Eylül 2020’de ayrıldıklarını ancak ara sıra görüştüklerini belirterek, “Gece 01.00 sıralarında aradı. Buluşmak istedi. evimde misafir vardı, eski sevgilim onu uğurlarken evimin önündeydi, beni kıskandı, küfretmeye başladı, bu gece buradan çıkmazsan seni öldürürüm, eğer gelirsen. Başka bir adamla birlikteysen seni öldüreceğim.” Kendini dövdüğünü iddia etti.
“BENİ BIRAKIRSAN İNTİHAR YAPARIM” DEDİ
Ölümünün ardından 14 Eylül 2020’de ifadesi alınan Ararat Özer, Ayşe ile 8 ay öncesine kadar sevgili olduklarını, ilişkileri sırasında Ayşe’nin kendisine hamile olduğunu belirterek, bir sonraki konuşmasında ise “Orada” dedi. çocuk değil.” Özer, bir ay önce Türkiye’ye geldiğini öğrendiği Ayşe’nin kendisini arayıp görüşmek istemesi üzerine tanıştıklarını, Ayşe intihar etmeden önce 5 gün evinde kaldıklarını ve sabahleyin oradan ayrıldıklarını söyledi. Özer, 10 Eylül’de Ayşe’nin kendisini aramasının ardından yanına gittiğini ve bir adamın evinden çıkarken gördüğünü söyledi. “Kim” olduğunu sorduğunu söyleyen Ayşe, “Ben sadece arkadaşız, aramızda hiçbir şey yok” dedi. Özer, cezalı olduğu için iki kez bağırıp tokat attığını, polisin olay yerine gelmesiyle birlikte geceyi karakolda geçirdiğini ve hakkında uzaklaştırma kararı çıkarıldığını belirtti. Özer, “Öğle vakti karakoldan çıktım. Nakil işlemleri için Bolu’ya gittim. 12 Eylül gecesi polis beni aradı. Ayşe’nin intihar ettiğini söylediler. Kendimi çok kötü hissettim. haber. Yola çıktım, İstanbul’a geldim. Ayşe bana sürekli ‘Beni bırakırsan intihar edersin’ diyordu. ‘Yapacağım’ dedi. Ben de ona ‘Saçmalama, nasılsın’ derdim. “Ayşe’nin böyle bir şey yapacağını düşünmemiştim” dedi.
PAZAR ÇALIŞANI SİLAHI GÖRDÜ
Öte yandan 12 Eylül 2020 tarihli polis tutanağına göre, Ayşe Rhiannon Vural’ın öldüğü güne ait güvenlik kamerası incelemesinde Ayşe’nin saat 14.32’de daireye girdiğinin, saat 16.00 sıralarında ise Ayşe’nin daireye girdiğinin görüldüğü kaydedildi. Cesedi bulan ve binaya girdiğini bildiren market çalışanları. İfadesi bilgili olarak alınan market çalışanı Kerem Tolga Dülger, Ayşe’nin olay günü dükkana gelerek kendilerine bez çanta bıraktığını, bir arkadaşının gelip bunu dükkandan almasını söylediğini belirtti. aksi takdirde kuryeye göndermek için yarım saat sonra genç bayan tekrar gelip anahtarını bıraktı ve saat 15.30 sıralarında penceresinden arayıp para istedi. Parayı vermek için kendisini aradığını, Ayşe kapıyı açtıktan sonra yatağına uzanarak kendisine verdiği numarayı aramasını istediğini söyledi. Dülger, yatağın üzerinde iki kağıt gördüğünü ve aramayacağını söyledi. Ayşe’nin sağ elinin belinin arkasında olduğunu ve silah tuttuğunu görünce “Dur, yapma” dedi ama silahı kafasına dayadı. Bunu görünce kaçmaya başladı ve silah sesi duydu. Kendine gelince polisi aradı. .
ACI BİR SEVİNÇ YAŞADI
Üç yıl sonra anne Tracie Brookes, kızının bazı eşyalarını ve kızının ölümünden sonra kapatılan belgedeki belgelerin bir kopyasını alınca buruk bir sevinç yaşadı. Adliye önündeki meydanda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Brookes, “Artık eskisinden çok daha fazla sorum var. Yaklaşık üç yıldır Ayşe’nin vefatından bu yana cevap almak için dördüncü kez Çağlayan’a geliyorum. Ama adalet yok” dedi. Buradaki sistem göz korkutucu ve basit değil. Bazı yanıtlar alabilmek için tüm zorlukların üstesinden gelmem gerekiyor.” “Atlamam gerekiyormuş gibi görünüyor. Kızımın bazı eşyaları kayıp. Ayşe’nin kıyafetleri, iki valizi kayıp. Oyuncağı kayıp. Bunlar kızımın İstanbul’daki hayatından geriye kalanlar. İşte bu” dedi (göstererek) elindeki dosyalar). İngiltere’ye döneceğini ancak daha sonra tekrar Türkiye’ye gelerek dava açacağını söyleyen Brookes, “Daha fazla paraya ihtiyacım var, sonra geri dönerim ve umarım davayı tekrar açarım. Çünkü o kadar çok şüpheli durum var ki bunları açıklayamıyorsunuz” dedi. Ayşe’nin yaklaşık 3 yıldır yazdığı “Söylenen notu görmeyi bekliyorum ama bu notu onun yazdığını söyleyemem çünkü görmeme izin vermiyorlar. Bunun için bir itiraz daha yapmam gerekiyor” dedi.
“İNTİHAR ETMEDİ, YANINDA KESİNLİKLE BİRİSİ VARDI”
Kızının intihar ettiğine inanmadığını belirten Tracie Brookes, “Ölmeden iki hafta önce dövme yaptırmıştı. Londra’da evsiz kadınlar için bir yardım çalışması düzenledi. Dünyanın farklı yerlerinden sanatçılar katılacaktı. Kasım 2020’de evsiz kadınlar için düzenlenen sergi. Hepsini Ayşe organize etmişti, intihar etti.” “Yapmadı. Öldürülmeden iki gün önce tehdit edilmişti. Ölümünden bir gün önce eski sevgilisi Ararat Özer’i ihbar etmişti. Çünkü Ayşe’yi çok kötü dövmüştü ve bir daha görürse öldüreceğimle tehdit etmişti. Yapıyorum.” İntihar ettiğine inanmıyorum, mutlaka yanında birisi vardı” dedi. Kızının eşyaları arasında bulunan 1 dolarlık banknotla ilgili Brookes, “Biz İngiliziz, poundlarımız var. Onun bu kadar parası nerede ve bu bir doları kim verdi, kıyafetlerini kim aldı? Birisi onun kıyafetlerini aldı, parasını aldı.”
Verilen eşyalar arasında kızının oyuncak tavşanının bulunmadığına değinen Brookes, “Başından beri istediğim tek şey o tavşandı. Çünkü gittiği her yere bu tavşanı da yanında götürürdü ve öldüğünde de onu yanına alırdı. Tavşan göğsündeydi, şimdi nerede? Bende yok. Mahkemede de yok. Nereye gitti? Birkaç gündür sağlıklı düşünemiyorum.” “Ailemle konuşacağım. O kadar çok soru var ki. Ayşe hayatı seviyordu, İstanbul’u seviyordu. Ondan geriye kalan bunlar” diyerek gözyaşı döktü.